ARAF
Bir kitabın daha sonuna geldim arkadaşlar. Kitabın adı Araf, yazarı Tara Hudson... Kitabı ilk gördüğümde tereddüt etmiştim alıp almamak da ama Fısıltı serisinin yazarı olan Becca Fitzpatrick'in Araf'ın kapağındaki yorumunu gördüm. Şöyle diyordu; "Saf,Dokunaklı ve Hayaletli Bir Aşk Hikayesi." İşte bu yorum kitabı alıp okumama neden oldu. Kitabı 2 günde bitirdim ama istediğim gibi bir tat alamadım kitaptan, anlatımı basit kalmış sanırım. Bazı yerlerde gerçekten kitabın içine girdim ama bazı yerlerde de kitaptan soğudum. Neyse kitabın tanıtım bültenini aktarayım size.
Tanıtım Bülteni;
Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim, etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kabustan önceki kadar hafifti hala. Nehirde süzülüyor, öfkeli akıntının sürüklemesinden etkilenmiyordu. Artık bir şeyler farklıydı; bu karanlık, beni kıvrandıran sahne, korkunç rüyalarımda yaşadığım sahnenin neredeyse aynısıydı. Neredeyse... Çünkü bu kez boğulan ben değildim. Oydu.
Yine kitapta yer alan konunun ufak özeti niteliği taşıyan tanıtımı;
AŞK ÖLÜMÜ YENEBİLİR Mİ ?
Gizemli bir nehrin karanlık sularında sürüklenen Amelia'nın bildiği tek şey öldüğüdür. Geçmiş hayatına veya nasıl öldüğüne dair hiçbir şey hatırlayamayan genç kız, kabuslarla dolu bir varoluşa mahkum kalmıştır. Fakat bu yeni yaşamı, Joshua'yı nehirde boğulmaktan kurtarmaya çalışmasıyla birlikte değişecektir. Bir hayalet olarak, genç adamı yaşamaya zorlamaktan başka elinden bir şey gelmemektedir. Ancak aralarında oluşan bağ sayesinde Joshua'nın hayatta kalmasına yardımcı olur.
Genç kız, ölümüne dair tuhaf ayrıntıları ve uzun süredir onu tutsak eden karanlık nehrin sırlarını açığa çıkarmaya çalışırken Joshua'yla giderek yakınlaşırlar. Ancak aralarındaki bağı fanilerin dünyasında gizli tutmaya uğraşırken korkunç ruh Eli, ikilinin mutluluğunu yok etmek ve Amelia'yı hayaletler dünyasına sonsuza dek geri göndermek için elinden geleni yapacaktır.
Gelelim benim yorumuma, bu bahsedilen Eli kötülüğün kralı gibi bir şey ve Amelia'nın öldüğü nehir yani Yüksek Köprü'deki ölümlerden de sorumlu diyebiliriz. Amelia'yı kendine saklamak ve onun sahibi olmak istiyor fakat kızımız ondan kaçmak için her şeyi yapıyor ve onun çırağı olmak istemediğini defalarca söylüyor. Anladığımız gibi de hayalet kızımızla canlı oğlanımız birbirine aşık oluyor. Biraz daha bahsedersem kitabı okumanıza gerek kalmayacak sanırım o yüzden yorumumu burada bırakıyorum.
Okunabilir bir kitap, karakterleri işlerken yazar çok tatlı anlatmış karakterleri özümseyebilirsiniz yani. Ayrıca kitabımız yeni bir serinin habercisi devamı gelecek...
İyi okumalar.... :) :)
Tanıtım Bülteni;
Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim, etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kabustan önceki kadar hafifti hala. Nehirde süzülüyor, öfkeli akıntının sürüklemesinden etkilenmiyordu. Artık bir şeyler farklıydı; bu karanlık, beni kıvrandıran sahne, korkunç rüyalarımda yaşadığım sahnenin neredeyse aynısıydı. Neredeyse... Çünkü bu kez boğulan ben değildim. Oydu.
Yine kitapta yer alan konunun ufak özeti niteliği taşıyan tanıtımı;
AŞK ÖLÜMÜ YENEBİLİR Mİ ?
Gizemli bir nehrin karanlık sularında sürüklenen Amelia'nın bildiği tek şey öldüğüdür. Geçmiş hayatına veya nasıl öldüğüne dair hiçbir şey hatırlayamayan genç kız, kabuslarla dolu bir varoluşa mahkum kalmıştır. Fakat bu yeni yaşamı, Joshua'yı nehirde boğulmaktan kurtarmaya çalışmasıyla birlikte değişecektir. Bir hayalet olarak, genç adamı yaşamaya zorlamaktan başka elinden bir şey gelmemektedir. Ancak aralarında oluşan bağ sayesinde Joshua'nın hayatta kalmasına yardımcı olur.
Genç kız, ölümüne dair tuhaf ayrıntıları ve uzun süredir onu tutsak eden karanlık nehrin sırlarını açığa çıkarmaya çalışırken Joshua'yla giderek yakınlaşırlar. Ancak aralarındaki bağı fanilerin dünyasında gizli tutmaya uğraşırken korkunç ruh Eli, ikilinin mutluluğunu yok etmek ve Amelia'yı hayaletler dünyasına sonsuza dek geri göndermek için elinden geleni yapacaktır.
Gelelim benim yorumuma, bu bahsedilen Eli kötülüğün kralı gibi bir şey ve Amelia'nın öldüğü nehir yani Yüksek Köprü'deki ölümlerden de sorumlu diyebiliriz. Amelia'yı kendine saklamak ve onun sahibi olmak istiyor fakat kızımız ondan kaçmak için her şeyi yapıyor ve onun çırağı olmak istemediğini defalarca söylüyor. Anladığımız gibi de hayalet kızımızla canlı oğlanımız birbirine aşık oluyor. Biraz daha bahsedersem kitabı okumanıza gerek kalmayacak sanırım o yüzden yorumumu burada bırakıyorum.
Okunabilir bir kitap, karakterleri işlerken yazar çok tatlı anlatmış karakterleri özümseyebilirsiniz yani. Ayrıca kitabımız yeni bir serinin habercisi devamı gelecek...
İyi okumalar.... :) :)
Yorumlar
Yorum Gönder